13 Ocak 2011 Perşembe

Üsküdar’da edebiyat çok ağırbaşlı olmuştur

Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu’nun Genel Başkanı Uğur İbrahimhakkıoğlu, İstanbul’un semtlerinin edebiyatçılar üzerinde farklı etkileri olduğunu ve bu etkilerin eserlerine yansıdığını düşünüyor.

İbrahimhakkıoğlu’ya göre Beşiktaş eserleri gerçekçidi hatta isyankâr, Adalar, Kadıköy gibi semtlerde romantik ve şairane, Fatih’te uhrevî, içe dönük, Üsküdar’da ise ağır başlı…

İstanbul’da yaşamış, İstanbul’da eserler vermiş edebiyatçılar, hangi semtlerde, hangi mahallelerde, hangi sokaklarda oturdular? Yaşadıkları evler neredeydi? Doç. Dr. Bahriye Çeri tarafından hazırlanan ve Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu (TTOK) tarafından yayınlanan “İstanbul Edebiyat Haritası” isimli kitapta bu soruların cevabını bulmak mümkün. Kitapta, 300’ün üzerinde edebiyatçının İstanbul’un hangi semtinde oturduğuna dair bilgileri yer alıyor.

TTOK Genel Başkanı Uğur İbrahimhakkıoğlu, “İstanbul Edebiyat Haritası” hakkında Vatan gazetesinin pazar ilâvesinde yayınlanan röportajında, hukukçu olduğunu ancak yüksek lisansını edebiyat alanında yaptığını belirttikten sonra, şu bilgiyi veriyor:

“Tezimde de ‘Edebiyatta Üsküdar’ı inceledim. Edebiyat Üsküdar’a neler vermiş, Üsküdar edebiyatçılara neler vermiş, bunu araştırdım. Karşılıklı iletişimi tahlil eden bir tez hazırladım. Sonra İstanbul, 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçildiğinde TURİNG olarak katkı sağlamak istedik. Ama bu defa tüm İstanbul’un ‘edebiyat haritası’nı çıkarmak için harekete geçtik.”

Semt-edebiyatçı ilişkileri

Uğur İbrahimhakkıoğlu, “Semt-edebiyatçı ilişkileri haritada nasıl çıkıyor? Belli karakteristik özellikleri var mı?” sorusunu şöyle cavaplıyor:

“Biraz fakirse, ekmeğini taştan çıkaran bir semtse orada yazılan eserler daha realist oluyor. Şimdi değil ama eskinin yoksul semti Beşiktaş. Beşiktaş eserleri gerçekçidir. Hatta isyankârdır. Eğer semt biraz varlıklı ailelerin olduğu, doğa zenginliğine de sahipse mesela Adalar, Kadıköy gibi orada eserler romantik ve şairene. Semt Suriçi’nde ele aldığımız (Fatih mesela) uhrevi, içe dönük, melankolik eserler çıkıyor. Beyoğlu’nda mesela canlı, ilginç, kimi zaman dratamik eserler var. Semtlerin etkisi oluyor bence. Boğaziçi romantiktir. Adalar’da neşe ve sevgidir esas olan. Üsküdar’da edebiyat çok ağır başlı olmuştur. İstisnası Burhan Felek’tir. Kadıköy yaşam doludur, biraz da hayalperesttir.”

Artık semtlerin birbirinden farkı kalmadı

Artık İstanbul’un semtleri arasında belirgin farklılıklar kalmadığını düşünen İbrahimhakkıoğlu, bu düşüncesini şöyle ifade ediyoer:

“… İstanbul’un semt özellikleri bitti. Üsküdar ile Fatih’i ayıran bir özellik artık kalmadı. Semtlerin arasındaki farklılık bitince semtlerle-edebiyatçı arasındaki fark da bitiyor. Aynı tip binalar her yerde. Gecekondu mahallelerini daha estetik buluyorum. Sıcak buluyorum. Bahçesi, asması, ağacı, bir tahta masası... Kentsel dönüşüm projeleri yapıyorlar ama diğeri daha estetik. İnşaat anarşisi var. Binalar çirkin, doğadan uzak.”

Hiç yorum yok: